13 Şubat 2011 Pazar

Kuzum Uyurken...



Saat 23.14. Defnem bu gece biraz rötarlı uyudu, aslında dün akşamda rötarlıydı uykumuz. Bugün, sabah 9'da uyandı ve öğlenden sonra 14.30'a kadar uyutamadım hanımı. Bugün babaannesi gelecekti, onun için mi uyumadı bilmem. Tabii 11'de uyunması gereken uyku 14.30'da, 15.30'da uyunması gereken uyku da 18.30'da uyununca, akşam uykumuzda 10.30'u geçti. Neyse yarın düzene girer umarım.

Bu hafta, ananemiz dinlensin diye babaannemiz geldi Defne'nin yanına. Herşeyden çok, sabahın köründe uykusundan uyanıp sokağa çıkmayacağı için çok seviniyorum kızım için. Haa, korkularım yok mu, var. Babaannemiz anane gibi tanımıyor Defne'nin yemesini, içmesini, düzenini. Ama eminim annem yalnız bırakmaz onu, sık sık gelir yoklar.

Kızım, her geçen gün tatlılaşıyor. Onu böyle sıkmak, bağrıma yerleştirmek istiyorum. Bir insan her geçen gün annesini ve babasını kendine bu kadar hayran eder mi? Bizimki ediyor.

Dün balık yemeye başladık. Dün sabahtan biz B. teyzesi ile İkea'ya gittik. Defne'de gelecekti ama hava çok soğuktu o yüzden onu götürmekten vazgeçtik. Defne'nin resimleri için bir üçlü çerçeve bir de tekli beyaz bir çerçeve aldım. Birkaç mutfak ıvır zıvırı, Defne hanımın pisletmek için didindiği yeni koltuğumuza örtülük kumaş birde Defneme çok güzel ahşa bir ev oyuncağı aldım.

Sonra eve döndüm. Defne ve ananesi alarak Dişçi M. Ablaya gittik oturmaya. Defne orada kendinden yaşça büyük (biri 4 biri 3) iki kızla çok güzel oynadı uzun bir süre. Sonra babamız işten geldi, biz Defne'yi de alıp dayının işyerine gittik. Orada biraz durduk, Defne şirinliği ile mağazadaki kızların gönüllerini fethetti. Sonra dayıyıda alarak Kadıköy'deki balık pazarına gittik. Sarıkanat ve salakatalık malzeme aldık. Ordanda kahvaltılık için Yalı Çiftliği'ne gittik. Biz peynir tadarken Defne kucağımdaydı. Birden bizimki ağzını şapırdatmaya ve mammma mammma demeye başladı. Orda yemediysem ben onu, hiçbir yerde yemem sanırım. Neyse abiden büyük bir parça peynir kopardık bu sevimlilikle ve hemen mideye indirdik.

Ordan arabaya döndük, Defne hanım koltuğuna kuruldu ve daha araba yola çıkmadan kızım uyuya kaldı.

Tüm bu aşırı yoğun geçen günde ne huysuzluk yaptı, ne ağladı benim kızım. Hep güldü, eğlendi ve güldürdü bizi. Bize eve geldik, masamızı kurduk, balığımızı yedik, sohbet esnasında uyandı, balığını yedi (ilk deneme fena değildi ama çok yemedi) biraz daha oynadı ve uyudu.

Bugünde dayısı ona Eminönü'nden Sevgililer Günü hediyesi dans eden kocaman bir köpek getirdi. Bizimki bayıldı ona da.

Kızım, canımın içi. İyi ki varsın. Seni çok çok çok seviyoruz biz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder