13 Mayıs 2011 Cuma

Gece Yarısı




Kuzum uyuyor... Saat 00.25. M. daha gelmedi, işte. Bende facebook'a Defne'nin resimlerini ekledim. Sonra canım yazmak istedi.

Kızımın doğumgününe çok az kaldı. Planlarım var. Eşdost akraba toplanacağız. Ananesi ile güzel bir masa kuracağız. Pasta arayışına girdim bile. Haftaya iznimde Eminönü'ne gidip, doğumgününe gelenlere vermek üzere küçük hediyeler bakacağım. Doğumgünü kutlaması ile ilgili bir de yazı bulmam lazım. Çok işim var. Güzel bir doğumgünü olsun istiyorum...

Defne kuzusuna gelince... Yaşına girecek neredeyse ama hala yürümüyor. Emekleme tam gaz, sıralama azıcık azıcık. Bilmem doğumgününe yürür mü? Halbuki ben kesin yürüyecek diyordum. Oysa şimdi pek ummuyorum. Deli gibi yaramazlık yapıyor. Heryeri kurcalıyor, Dıgıturk ve televizyonun düşmanı kesildi, fotoğraf makinamızın ekranını bozdu. Ananesinin evini hallaç pamuğu gibi atıyor vallahi. Bildiğin gibi değil, kuduruğun önde gideni.

İki elini gelgel yapıp, del piss diye pisi çağırmak bunda, ciiii ciii diye diye tek heceli cici yapmak bunda, 118(33), 118(18) reklamlarında zıplayarak ve tel sararak oynamak bunda, süt isteyince çenemi ısırmak bunda, ayaklarını koklayıp "püüfff kokuyoooo" deyince gülmek bunda.

Son numaraları bunlar. Daha doğrusu aklıma gelenler. Hergün yeni birşey çıkarıyor, her yeni günle birlikte değişiyor, öğreniyor, akıllanıyor, tatlanıyor. Öyleki tadından yenmiyor.

Seviyorum uleyyynnn...

Bu arada bahar gelmedi. Ortalık yeşillendi ama hava buz ve karanlık. O yüzden ben bahar resmi koyuyorum bu sefer...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder